Saat 12'yi geçerken artık yapraklarını dökmeye başlamış meyve ağaçları arasından, arada kafalarını kaldırıp bizi izleyen koyunların yanından toprak yoldan yürüyüşe başladık. Hava kapalı ama yağışsız. Kasım sonunda bir yürüyüş için oldukça uygun bir hava.
Kuru yaprakların yavaş yavaş toprağı kapladığı keyifli bir patikadan ilerleyerek kızarıp sararmış üzüm bağlarının yanından geçiyoruz.
Bir-iki gün önce yağan yağmurlar parkurun başında toprağı yumuşatmış, tabanlarımıza bir katman balçık eklemişti. Biraz ilerleyince muhtemelen aynı yağmurlarla kabarmış ufak bir çaydan karşıya geçiyoruz.
Biraz zorlu bir çıkış yapacağız. Öncesinde biraz soluklanmak ve enerji kazanmak için ufak bir yemek molası veriyoruz. Saat 15:30 gibi tepedeyiz. Sanki bulutlara yaklaştığımız her adımda bulutlar da bizden bir adım uzaklaşmış, hava açıyor, güneş ısıtmaya başlıyor.
Yürüyüşün devamında, güneşte parlayan kayaların eteğinde bize bir süre keçiler eşlik ediyor.
Umurbey'e doğru yavaş yavaş batmaya başlayan güneşle beraber inişe geçiyoruz. Gün batımının renklendirdiği manzaralar bir harika.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder