28 Nisan 2012 Cumartesi

Melen 14.04.12 (Trekist)

Melen aslında rafting güzergahımızdı, grubun çoğu da rafting için gelmişti. Raftingciler çok eğlenmiş ama biz 7 yürüyüşçü de harika bir yürüyüş yaptık. Melen'i nasıl desem, Karadeniz gibi sevdim. Çok büyük iltifat :) Dereler, şelaleler, fındık bahçeleri, meyve ağaçları..


     Tr: Şeftali çiçeği
     Lt: Prunus persica
     En: Peach flower

     Tr: Japon elması (Japon ayvası)
     Lt: Chaenomeles japonica
     En: Dwarf japanese quince
Yörenin insanları sıcakkanlı ve yardımsever. Köyün çıkışına yakın bir amca bize yakındaki şelaleyi göstermeyi teklif ediyor. Sevinerek izliyoruz. 5-10 dakikalık bir yürüyüşler ulaştığımız şelalede fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmiyoruz.


Dönüşte bize istediğimiz zaman çadırlarımızla gelmemizi, bahçesinde kamp kurabileceğimizi söylüyor. Eşi de ağustos gibi fındık toplamaya gelin, kendinize de toplarsınız diyor. Belki gidebiliriz, kimbilir..

Melen Köyü'nden başlayıp nehri solumuza alıyoruz. Yolumuz önce hafif tepelik, sonra su seviyesine iniyoruz. Tam bu sırada raftingciler geçmeye başlıyor. Hangi bot kimin bilmiyoruz, kaskların içinde herkes birbirine benziyor - ama eğlendikleri belli, itiraf edeyim özendim ;)




Raftingciler geçip gidiyor. Biz de Melen kenarından, fındık ağaçları arasından yürümeye devam ediyoruz. 


     Tr: Akyıldız (Tükürükotu)
     Lt: Ornithogalum ortophyllum
     En: Star of Betlehem

Gittikçe daralan bir patikayı izleyerek nehir kenarından yürüyoruz. O da ne! Yolun sonu. Tepelerden kayan toprak patikayı kapatmış. Bahar yağmurlarıyla suyu iyice yükselmiş Melen tarafı da geçit vermiyor. Tek seçeneğimiz dimdik bir tırmanışla anayola çıkmak. 


Yola çıktığımızda mola veriyoruz. Köyde ekmek arası ızgara köfte yaptırmıştık. Nefis olmuş mmm :))

Anayoldan biraz ilerleyip tekrar Melen'e inmemiz gerek. Patika karşı taraftan devam ediyor ve oraya ancak ilerdeki bir asma köprüden geçerek ulaşabileceğiz. Yemekten sonra biraz soluklanıp yola koyuluyoruz. Köprüye varıyoruz. Eski, kararmış, tahtalarının bazıları kırılmış bir köprü. Ama halen kullanılıyor ve Melen'in hızlı ve bulanık sularına dayanıyor.

Köprünün dayanıklılığını sınamak için önce Yılmaz geçiyor. Sonra teker teker hepimiz. Ben böyle sallanan gıcırdayan köprülerden geçmeyi neden bilmem çok seviyorum. Tutunabilecek bir ip, korkuluk bişi varsa beni korkutmuyorlar.


Köprüyü geçince yine hafif bir çıkışımız var. Yolumuzun üzerinde yine misafirperver bir aile var. Evlerinin önüne fındık bahçelerine ve Melen'e bakan iki kişilik şipşirin bir çardak yapmışlar. Evin yanındaki tek katlı, eski bina ev sahibinin de küçükken gittiği ilkokulmuş. Bize daha sonra çadırlarla gelip bahçede kalmamızı teklif ediyor. Reddetmek zor! :)



Çadırlarımızı alıp gelmek üzere ayrılıyoruz.. Doğada görüşmek üzere!


2 yorum:

  1. Fotoğraflar çok güzel.Orada birkaç hafta önce de ben yürüdüm.O köprüyü geçip tepeye tırmandıktan sonra dere takip edildiğinde gizli ve harika bir şelale var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Sevda :) Sonraki gidişimizde bakalım ya.. Çok anlamadım nerde, ama tarif isteriz senden ;)

      Sil