Trakya yöresine ender geçiyoruz. Ama ben buraları bi ayrı seviyorum. Güneşi ayrı aydınlık, gökyüzü ayrı mavi, ağaçlar, tarlalar, ovalar ayrı bir sımsıcaklıkta. Güneydoğu Avrupa ülkelerine hiç gitmedim ama Balkan ne demek burda anlıyorum.
Bugünkü rotamızı sonbaharda da farklı bir grupla yürümüştüm. O zaman hava kapalı, yollar oldukça çamurdu diye hatırlıyorum. Bugün güzel bir gün, bulut var ama güneş aralarından süzülüyor, yürüyüş için ideal bir sıcaklık var.
Çiçekler açmaya başlamış. Benim de gözüme şunlar takıldı:
Tr: Çuhaçiçeği (Martçiçeği)
Lt: Primula vulgaris var. sibthorpii
En: Common primrose
|
Tr: ?
Lt: ?
En: ?
|
Tr: Doğu kabasapçığı (Kaldırak, Ispıt)
Lt: Trachystemon orientalis
En: Eastern borage
|
Tr: Zehirli düğünçiçeği
Lt: Ranunculus kochii
En: Buttercup
|
Ormangülleri henüz açmamış. Yörenin yerlisi rehberimizin söylediğine göre bir iki hafta içinde açacaklar ve ormanı mor-pembe kaplayacaklarmış. Sonbahara kadar da solmadan kalıyorlarmış. Çocuklar bu güllerden topluyor, törenlerde okula çelenk yapıyorlarmış.
Bu yazıyı yazdığım nisan sonu ormangülleri açmış olsa gerek. Gelin görün ki bu güzel görünümlü bu bitkiler orman için son derece zararlı. Ormanın açıldığı alanlarda çoğalıyorlar ve ağaç fidanlarını boğup yaşamalarına izin vermiyorlar. Ormancılar ormangüllerini ağaçların düşmanı ilan etmiş durumdalar..
Tr: Ormangülü (Ağu, Komar)
Lt: Rhododendron ponticum
|
Kayınların arasından uzanan yolumuz genelde düzdü. Öğlen molamızdan sonra tek dik yokuşu çıkıp devam ettik.
İnişe geçtiğimizde manzara güzeldi.
Veee ilk yapraklanan kavakları gördük :)
çok güzel...
YanıtlaSil